CAHİT ZARİFOĞLU
- Berçin Önal
- 30 May 2018
- 2 dakikada okunur

Bu yazımda sizlere Türk şiirinin en "zarif" abisi olarak niteleyebileceğimiz eşsiz şair Cahit Zarifoğlu tüm hayatını yalnızlığın kıyısında, inandığı şeyler uğrunda savaşarak verdiği mücadeleyi anlatacağım.
Cahit Zarifoğlu 1940 yılında Ankara'da doğmuştur.Gençlik yılları bir hayli zor geçmiştir. Cahit o kadar durağan ve içine kapanıktır ki, bu durum okulda onun hakkında “ aşk acısı çekiyor ondan böyle suskun” dedikodularına sebep olmaya başlamış, Cahit’in hastalıklı hali arkadaşları arasında da sürekli konuşulur hale gelmişti. Aslında Cahit bütün bir insanlıktan kaçma uğraşı içindedir. Bir bilge gibi sürekli sakin ve suskun olması bir süre sonra dostlarının onu “Aristo” olarak çağırmaya başlamasına neden olacaktır. Cahit artık “Aristo Cahit” olarak anılmaya başlamıştır. Cahit her zaman bulutlarla dans etmek istedi. Kuşlarla birlikte uçmak, gökkuşağına doğru hareket etmek, sonsuz mavilikte süzülmek… Göğün eşsiz cazibesi onu Maraş'tan kaçmaya zorladı ve Cahit lise ikinci sınıfta ötesini düşünmeden bavulunu eline alarak Eskişehir’e doğru yol aldı. En büyük hayali olan “Pilotluk” gayesine ulaşmak istiyordu. O dönemler Türk Kuşu Derneği, başvuran adaylar arasından yetenekli olanları seçiyor ve ücretsiz olarak uçuş kursu veriyordu. Cahit artık bir planörün koltuğunda göklerin hâkimiymişçesine süzülebilecekti. Eğitim alıp uçak kullanabilir düzeye gelen Cahit son bir sağlık kontrolüne girer ve bu kontrol uçuş kariyerinin sonu olur. Kontrolde Cahit’in gözünde ve kulağında rahatsızlık olduğu bu yüzden de uçak kullanma ehliyeti alamayacağı anlaşılır. Cahit’in kanatları kırılmıştır…
Kısa süren uçuş serüveni beraberinde birçok sorunu ve daha derin yalnızlıkları doğurur. Okuldan kaçış sınıf tekrarını beraberinde getirmiş, Cahit’in tam üç yılı böylelikle buhar olup gitmiştir. Cahit arkadaşlarından üç yıl sonra liseden mezun olabilmiş ve ne ilginçtir bu süreçte edebiyat dersinden tekrara düşmüştür. Daha sonradan edebiyat kitaplarına konu olan bir şair, edebiyat dersinden sınıfta kalmıştır.
Lisenin bitimiyle birlikte de İstanbul'a gelerek, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne yazılır. Cahit gene uslu durmayacaktır, insanlardan belki de kendinden kaçacaktır. Öyle ki üniversiteyi tam on yılda bitirebilir ve on yıl sonra diplomasına kavuşur. Üniversite onun için oldukça sıra dışı bir süreç olacaktır. Yazın evine dönmeyen şair bir kayıkçının yanında ücretsiz çalışarak zaman öldürürken, bir başka yaz tatilinde ise otostopla Avrupa’yı gezmeye başlar.Yakın arkadaşları tarafından aldığı "Aristo" lakabından sonra bir de Necip Fazıl Kısakürek tarafından "Artist" lakabını alır.Aynı zamanda Necip Fazıl hocası olan Abdülhakim Arvasi'nin soyundan gelen Berat Hanım'la tanışmasını sağlar ve nikah şahitleri olur. Cahit Zarifoğlu şairliğinin yanında bir de çocuklar için masal kitapları yazmıştır.
Cahit pankreas kanseridir.Hastalığı gittikçe ilerleyen şair 7 Haziran 1987'de vefat eder.Bütün tabiat artık büyük bir kedere boğulur.Çünkü artık kırlarda çiçekler Cahitsiz açacaktır…
Comments