top of page

Bisiklet Sürmek

  • Yazarın fotoğrafı: Ahmet Talha YEŞİL
    Ahmet Talha YEŞİL
  • 3 May 2018
  • 2 dakikada okunur

Hayatta herkesin normal olarak yapmaktan hoşlandığı bir şey vardır ve bunu severek yapar. Benim sevdiğim şeylerden birisi de bisiklet sürmektir. Bisiklet 1817 yılında Alman Baron Karl von Drais de Sauerbrun tarafından icat edildi.



Bugün yeryüzünde 100 milyondan fazla bisiklet var : Caddelerin her gün yeni yeni otomobillerle dolup taşmasına, son modellerin bütün rahatlık ve gösterisine rağmen halkın en çok tuttuğu taşıt yine de bisiklettir. Bisikletin özellikle şehir içinde sağladığı kolaylıkları düşünecek olursak bunların bir otomobilin sağladığı imkanlardan hiç de aşağı kalmadığını görürüz. Birincisi, bisiklet nispeten basit bir makinedir. Uzun ve pahalı bir bakimi gerektirmez. Üstelik çok az yer tutar.Bir duvar kenarına ya da bir apartman holüne rahatça bırakabiliriz. Trafiğin sıkışık olduğu bir caddede sıralanmış otomobilleri düşünün. Bisikletli biri bütün bu taşıtların arasından kolayca sıyrılarak kendine yol bulup ilerleyebilir. Bisikleti karıncaya benzetmek hiç de yanlış olmaz: kendinin 10 misli ağırlığındaki yükü taşır, karıncadan çok daha hızlı yol alır… Bisikletinize saatte 15-20 km’lik bir hız sağlamak isterseniz yürürken harcadığınız enerji kadar bir enerji sarf etmeniz yeter. Yerin düz veya çukurlu olusu bisiklet için hiçbir engel meydana getirmez. hiçbir taşıtın giremediği yerlere kolayca girip çıkabilir. Açık havada yaptığımız bir bisiklet gezintisi, bize tabiatın güzelliklerini içimize sindire sindire seyretmek imkanını verir. Gittikçe telaşçı ve aceleci olan çağımızda bisiklet özgürlük ve iç huzurun bir timsalidir.

Bisikletle tanışmam:

Ben ilk defa dört yaşımdayken kırmızı bir bisiklete sahip oldum. Onu çok sevmiştim ki alındığı gün onun heyecanıyla ve çocukluğun getirdiği merakla evin salonunda onu eğlenerek sürmüştüm. Annemle beraber bir yere gidecektik ve ben ısrarla bu bisikletle gitmek istemiştim. Annem de dayanamayıp kabul etmişti bundan sonra yolda bir kaza geçirdim. Yokuş aşağıya giderken sertçe duvara çarptım, frenler tutmamıştı. Kazadan sonra yüzümde hala izi olan yara oluştu.(Pişman değilim en azından anlatacak bir olayım var. :D )

Büyümüştüm ve o bisiklet bana küçük geliyordu. Ağabeyimden kalan siyah bir bisikleti kullanmaya başladım. Yıllar üstünden geçti ve benimle ağabeyimin beraber biriktirip aldığımız yeni bir bisikletimiz olmuştu.



İnsan bu elindekinden iyisini gören ya da kıskançlık duygusu mu veyahut duygusuzluk mu bilemiyorum bu yeni bisikleti almamızdan yaklaşık bir buçuk yıl geçtikten sonra binanın içinden çalıp toz oldu. Bütün emekler iki dakika içinde uçup gitmişti.

Bir şeylerin kaybolması ya da yok olması sizleri yıldırmasın yapmak istediğiniz hobiyi birilerini rahatsız etmeyecek şekilde her zaman sürdürün ben hala sevdiğim hobi olan bisiklet sürmeyi bisikletim çalınsa da başka olanaklarla devam ettiriyorum.

Uzun lafın kısası hiçbir şey sizi hobilerinizden vazgeçirmesin.

Yazım yanlışlarım varsa yorumda belirtirseniz sevinirim :)

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Fırın

Selamlar, Bugün sizlere anlatabildiğim kadar Fırın kitabını anlatmaya çalışacağım.Öncelikle romanın ana cümlesi ''Kaçış Sadece Bir...

 
 
 

Comments


© 2023 by The Book Lover. Proudly created with Wix.com

Join my mailing list

bottom of page